"İzmir bir prensestir çok güzel küçük
şapkasıyla.
Mutlu ilkbaharlar
durmaksızın onun çağrısına yanıt verir.
Nasıl vazo içindeki
çiçekler gülümseyen günbatımı gibiyse,
o da denizler
arasından ışıldar.
Hatta Arşipel' in
yaratılışından çok daha tutkulu...."
VICTOR HUGO (LA CAPTIVE)
Bir şehir
anlatacağım sizlere şimdi. Victor Hugo’ nun hiç görmeden ona ithafen yukarıdaki
şiiri kaleme aldığı şehri…
Öyle bir şehir ki 5000 yaşında; hakkında onlarca
hikaye – şiir yazılmış, nazlı bir genç kız. Adını Amazonlar kraliçesi Smyrna‘ dan
alan, güzelliğiyle tarihe nam salan, insanıyla herkese örnek olan yetmiş iki
milletle barışık bir şehir. Birçok şehir vardır güzelliği sebebiyle kadın
olarak resmedilen; ama hic bir şehir İzmir gibi değildir. Nazlıdır o, havası
istediği nameden eser; kızı gibi havasına da güven olmaz. Çünkü ikisinde de
sıcak ve keyifli görüntüsünün altında kafası esince ortalığı darmadağın edecek
bir delilik vardır.
Hayat telaşı
yoktur mesela İzmir’de; ne siz acele edersiniz ne de o bir şeyleri kaçırmanıza
izin verir. Dingin bir sevişme tadında Körfez’ i izlerken aldığınız nefes de,
aheste vapurlarında martıları beslerken vapurcunun bayat çayını içmek de en
mutlu an olurverir birden. Garip bir şehirdir ne varsa havasında; herkesi bal
yapar, çiçek yapar, güzel yapar. Hele bir de rakınız hazırsa balığın yanında,
yarenleriniz de eşlikteyse size; bir yerlerden ud, keman, kanun sesi geliyorsa
kulağınıza işte o zaman cennettir hayat size.
Medeniyetin
eşiğidir İzmir, tarihte de bugünde de. Deniz kokan kızları vardir mesela, tüm
Türkiye’ye örnek olan; okuyan, kahkaha atan, kadın eşitliğini sonuna kadar
kullananan, bakımlı, güzel, kültürlü ve yiğit! Erkekleri vardır saygıda
kusursuz, serserilikte rakipsiz. Homeros ve Heredot ile İyonların, Truva’nın, Asena’nın, parayı
keşfeden Lidyalıların, Doğu Helen dünyasının, Anadolu beyliklerinin izleri vardır her köşesinde. Ne kadar okusan da
ne kadar gezsen de bitiremezsin buradaki çok kültürlü tarihi. Medeniyetler
karması bir yaşam süregelmiştir bu topraklarda ki, işte o meşhur sorunun cevabı
burada gizlidir: İzmir‘ in kendisi de, kızları da, insanı da, havası da bu
yüzden güzel; bu yüzden herkesten daha kültürlü, daha mutlu, daha Avrupaidir.
Bir
de Ata’sı vardır İzmirlinin; 1922‘ de onları Yunan mezaliminden kurtaran. Hasan
Tahsin’i, Yüzbaşı Şerafettin’i, Teğmen Ali Rıza’sı, Behçet Uz‘ u, Kazım Dirik‘
i ve daha bir çok kahramanı… İzmir’in kurtuluşu özünde Türk milletinin
kurtuluşudur, dünyaya baş kaldırıdır; Truva‘ nın öcünün alındığı, düşman da
olsa başka bir milletin bayrağına saygı duymanın, onurun öneminin anlatıldığı
andır. Türk milletine bağımsızlığını kazandıran, çağdaşlaşmanın ilk adımlarının
atıldığı, Ata’sına hemşehrilik veren tek sehirdir İzmir. İşte bu yüzden benim
memleketim ve insanım - üzgünüm ama – herkesten daha Türktür.
Bu
sayfalarda ben size işte bu güzel şehri anlatmaya çalışacağım. Kendine has
diliyle, yemekleriyle, deniziyle - lodosuyla, asi ruhuyla, efesiyle, keyfekeder
hayat anlayışıyla, ehl-i keyf ve biraz çatlak insanıyla, başkalarına
ziyadesiyle sinir bozucu ama İzmirliye övünç kaynağı edasıyla başlı başına bir
kültür. Hayale sığmayacak, yaşanmadan anlaşılmayacak bir keyif.. Bir İzmirlinin
kaleminden tüm İzmir aşıklarına…
Tuğba Çiçek
04.01.2013
Tuğba Çiçek
04.01.2013
Müthis yazi. Tebrik ederim. MC
YanıtlaSilKalemine saglik dostum
YanıtlaSil